Enfal Suresi’nin 65. ve 66. ayetleri, müminlerin savaşta gösterdiği iman gücü ve sabırlarına göre başarılarının nasıl değişebileceğini anlatmaktadır. Ancak bazı din düşmanları bu ayetlere bakarak yanlış yorumlar yapmakta ve Allah’ın hükmünü değiştirdiğini iddia etmektedirler. Oysa bu ayetlerde anlatılan farklı durumlar ve Allah’ın insanlara sunduğu şartlar vardır.
Enfal Suresi 65. Ayet:
“Ey peygamber! Müminleri savaşa teşvik et! Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, inkâr edenlerden iki yüz kişiyi yener; sizden yüz kişi olursa, bin kişiyi yener; çünkü onlar yaptıklarının bilincinde olmayan bir topluluktur.”
Bu ayette, Allah müminlerin her birinin 10 inkârcıya bedel olduğunu bildirmektedir. Bu, müminlerin iman gücü ve sabırlarına dayanan bir üstünlük oranıdır. Güçlü bir iman ve disiplin, müminleri çok daha büyük zorlukların üstesinden gelebilecek bir noktaya taşır.
Enfal Suresi 66. Ayet:
“Allah, sizde bir zayıflık olduğunu bildi de şu andan itibaren yükünüzü hafifletti. Artık sizden sabırlı yüz kişi olursa, Allah’ın izniyle iki yüz kişiyi yener; sizden bin kişi olursa, iki bin kişiyi yener. Allah sabredenlerle beraberdir.”
Bu ayette ise Allah, müminlerin içlerinde bir zaaf (zayıflık) olduğunu bildiğinden dolayı, oranı daha makul bir seviyeye, yani 1’e 2’ye indirgemiştir. Bu da Müslümanların insanî zaaflarını, korkularını ve mücadeledeki zorluklarını gözeten bir orandır.
Ayetlerin Mesajı ve Yanlış Yorumlar:
Bazı din düşmanları, bu iki ayet arasında çelişki varmış gibi göstererek, “Allah geleceği bilmiyor muydu? Önce 1’e 10 oranını verdi, sonra insanların zaafını görüp 1’e 2’ye indirdi,” şeklinde asılsız iddialarda bulunurlar. Oysa tam tersine, Allah geleceği en iyi şekilde bildiği için bu iki oranı da insan durumlarına göre belirlemiştir. Allah, Müslümanların imanlarına ve zaaflarına göre bir değerlendirme yapmaktadır.
Bu ayetler, Bedir Savaşı öncesinde ya da sonrasında indirilmiş olabilir; ancak kesin olarak Uhud Savaşı’ndan önce indirilmiştir. Ayetlerin amacı, müminlere güçlü iman ve sabır ile büyük başarılar kazanabileceklerini, zayıflık gösterdiklerinde ise yine Allah’ın izniyle makul bir şekilde başarı elde edebileceklerini öğretmektir.
Bedir, Uhud ve Mûte Savaşları’ndan Dersler:
- Bedir Savaşı: Müslümanlar, sayıca müşriklerin üçte biri kadardı ve teçhizat bakımından neredeyse on kat daha zayıftı. Ancak, “Bedir Aslanları” olarak bilinen Müslümanların tam bir iman ile savaştıkları için Allah’ın yardımıyla müşrikleri mağlup ettiler. Bu da Enfal Suresi 65. ayetteki 1’e 10 oranının gerçekleştiğini göstermektedir.
- Uhud Savaşı: Bedir’den bir yıl sonra yapılan Uhud Savaşı’nda, Müslümanlar sayıca yine müşriklerin üçte biri kadardı. Ancak bu sefer, Müslümanlar arasında zaaf ortaya çıktı; özellikle okçuların yerlerini terk etmeleri büyük bir hata oldu. Bu zaaf nedeniyle, sayısal üstünlüğe rağmen Müslümanlar savaşı kaybetti ve ağır kayıplar verdiler. Bu durum, Enfal Suresi 66. ayetindeki zaaf oranını doğrular niteliktedir.
- Mûte Savaşı: Müslümanlar, Bizans İmparatorluğu’nun çok büyük bir ordusuyla karşılaştı. Sayıca neredeyse 30 kat daha az olmalarına rağmen, büyük bir cesaretle savaşıp büyük kayıplar vermeden geri döndüler. Bu, güçlü bir iman ve sabır ile Allah’ın yardımı sayesinde düşmanla mücadele edebildiklerini gösterir.
Sonuç:
Bu üç savaştan gördüğümüz gibi, Allah’ın Enfal Suresi 65. ve 66. ayetlerinde gelecekten haber verdiği ve Müslümanların durumuna göre başarı oranlarını belirlediği anlaşılmaktadır. Bedir ve Mûte savaşlarında güçlü bir imanla zafer elde edilirken, Uhud Savaşı’nda Müslümanların zaaf göstermesi zaferi engellemiştir. Ayetlerde Allah’ın asıl anlatmak istediği, güçlü bir iman ve sabırla mücadele eden Müslümanların, Allah’ın yardımıyla her türlü zorluğun üstesinden gelebilecekleridir.