Bildiğiniz gibi son zamanlarda özellikle Kandil geceleri için bu soru pek sorulmaktadır.
Özellikle Vahabi ve ona mensup kesimlerin dillendirdiği bu söz doğru mu değil mi hep beraber ona bakalım
İslam düşüncesinde bid’at, dinin esaslarına sonradan eklenen uygulamalar veya inançlar olarak tanımlanır. Bid’atlar, İslam alimleri tarafından genellikle iki ana kategoriye ayrılır:
1. Bid’at-ı Hasene (İyi Bid’at)
Bid’at-ı Hasene, dinin esaslarına aykırı olmayan ve dinin ruhuna uygun düşen yenilikler ve uygulamalardır. Bu tür bid’atlar, İslam toplumunun ihtiyaçlarına cevap veren, hayırlı ve yararlı görülen uygulamalardır. Örnek olarak:
- Teravih Namazının Cemaatle Kılınması: Hz. Ömer’in (r.a.) teravih namazını cemaatle kılma uygulamasını başlatması, bid’at-ı hasene olarak kabul edilir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sünnetine uygun olmakla birlikte, onun zamanında sürekli bir uygulama olarak yapılmamıştır.
- Kur’an’ın Kitap Haline Getirilmesi: Hz. Ebubekir (r.a.) ve Hz. Osman (r.a.) dönemlerinde Kuran’ın toplanıp kitap haline getirilmesi de bid’at-ı hasene örneği olarak görülür. Bu yenilik, Kuran’ın korunması ve yayılması açısından büyük önem taşır.
- Kur’an’nın Yazılımındaki Ötre ve diğer işaretler: Hz Osman Zamanında Kur’andaki bazı harflerin özellikle arapça bilmeyenler tarafından yanlış vugulandığı görülmesi üzerine ötre ve işaretleme eklenmiştir.
2. Bid’at-ı Seyyie (Kötü Bid’at)
Bid’at-ı Seyyie, dinin esaslarına aykırı olan, dine sonradan eklenmiş ve İslam’ın özüne uygun düşmeyen yenilikler ve uygulamalardır. Bu tür bid’atlar, dinin orijinal haline zarar veren, yanlış inanç ve uygulamalara yol açan bid’atlar olarak kabul edilir. Örnek olarak:
- Tarihin Belirli Zamanlarında Yapılan Ritüeller: İslam’ın temel kaynaklarında bulunmayan ve zamanla eklenmiş bazı ritüel ve uygulamalar, bid’at-ı seyyie olarak değerlendirilebilir.
- Dinde Aşırılıklar ve Yanlış İnançlar: Peygamberimizin ve sahabelerin yaşantısına aykırı düşen ve aşırıya kaçan dini uygulamalar ve inançlar da kötü bid’at kategorisine girer.
- Çaput Bağlama: Özellikle türbe ve mezarlarda yapılan yanlış bir uygulamadır.
Yukarıda da anlattığım gibi dine sonradan giren her şey bid’at değil insanların Allah’a daha fazla yaklaşması için yapılan bir takım uygulamalar islam alimleri tarafından da kabul görülmektedir.
İmam-ı Gazali
İmam-ı Gazali, bid’atın kötü bir şey olduğunu kabul etmekle birlikte, iyi niyetle yapılan ve İslam’ın temel prensiplerine aykırı olmayan yeniliklerin (bid’a-i hasene) kabul edilebileceğini belirtmiştir.
İbn Teymiyye
İbn Teymiyye, bid’at konusunda katı bir tutuma sahiptir ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve sahabeler döneminde olmayan uygulamalardan sakınılması gerektiğini savunur. Ancak, İbn Teymiyye bile bazı durumlarda iyi niyetle yapılan yeniliklerin kabul edilebileceğini ifade etmiştir.
Çağdaş Alimler
Birçok çağdaş alim, kandil gecelerinin İslam’ın temel ibadet anlayışına uygun olduğunu ve Müslümanlar arasında birlik ve beraberliği teşvik ettiğini savunur.
Kandil geceleri de topluca bir araya gelip dua etmek, namaz kılmak amacı ile iyi niyetli yapılan bir iştir. Dolayısıyla bid’at olarak kabul edilmez.
Peki Peygamber Efendimiz bu özel günler için ne demiş neler yapmış?
Hadislerde de kandil geceleri olarak bilinen gecelerden açıkça bahsedilmemektedir. Ancak, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in belirli gecelerde ibadet ve dualara daha fazla önem verdiğine dair rivayetler bulunmaktadır:
- Berat Gecesi: Şaban ayının 15. gecesi olarak bilinen Berat Gecesi hakkında bazı hadisler vardır.
- “Allah Teâlâ, Şaban ayının on beşinci gecesi dünya semasına iner ve Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanı bağışlar.” (Tirmizi, Savm, 39)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), toplu ibadeti ve dua etmeyi teşvik eden çeşitli hadislerde bulunmuştur. İşte bazı örnekler:
- Toplu Namazın Fazileti:
“Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir.” (Buhari, Ezan 30; Müslim, Mesacid 249).
Bu hadis, toplu namazın faziletini vurgulamaktadır ve toplu ibadetin önemine işaret etmektedir.
- Toplu Dua ve Zikir:
“Bir grup insan Allah’ı zikretmek üzere bir araya gelirse, melekler onları kuşatır, rahmet onları kaplar, üzerlerine sekînet iner ve Allah onları kendi nezdinde olanlara (meleklere) anar.” (Müslim, Zikir 39).
Bu hadis, toplu zikir ve duanın faziletini ve Allah katındaki değerini ortaya koyar.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), belirli gecelerde ibadetlerini artırmış ve sahabeleriyle birlikte topluca ibadet ettiği zamanlar olmuştur. Özellikle Ramazan ayı ve diğer önemli dini gün ve geceler, Peygamberimizin ibadetlerini artırdığı zamanlar olarak bilinir.
Önemli Gece ve Günlerde İbadet
1. Ramazan Ayı ve Kadir Gecesi
Ramazan ayı, Peygamber Efendimiz için çok özel bir ibadet ayıdır. Ramazan’ın son on günü ve özellikle Kadir Gecesi’nde Peygamberimiz ibadetlerini daha da yoğunlaştırmıştır.
- Kadir Gecesi:
“Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır.” (Kadir Suresi, 97/3).
Peygamberimiz, Ramazan’ın son on gününde itikafa girer ve bu süre zarfında ibadetlerini artırırdı. Sahabelerine de bu gecelerde daha çok ibadet etmelerini tavsiye etmiştir.
2. Berat Gecesi (Şaban Ayının 15. Gecesi)
Berat Gecesi, Peygamber Efendimizin özel olarak ibadet ettiği gecelerden biridir.
- Berat Gecesi İbadeti:
Aişe (r.a.) şöyle demiştir: “Bir gece Peygamber (s.a.v.)’in yanımda olmadığını fark ettim. Onu aradım ve başını secdeye koymuş halde buldum. (O gece) çokça secdeye vardı ve uzun uzun ibadet etti.” (Tirmizi, Salat 484).
Bu hadis, Peygamberimizin Berat Gecesi’nde özel ibadetler yaptığına işaret eder.
3. Regaip Kandili (Recep Ayının İlk Cuma Gecesi)
Regaip Kandili, Peygamberimizin ibadetle geçirdiği gecelerden biridir.
- Regaip Kandili İbadeti: Regaip Kandili, Peygamberimizin doğrudan hadislerinde geçmemekle birlikte, bu geceye dair yapılan ibadetler ve dualar, Müslümanlar arasında yaygınlaşmış ve manevi değeri yüksek kabul edilmiştir.
Toplu İbadet ve Dua
Peygamber Efendimiz zaman zaman sahabeleriyle birlikte topluca ibadet ve dua etmiştir. Bunlardan bazı örnekler:
Toplu Namazlar: Cuma namazları, bayram namazları ve diğer toplu namazlar, Peygamberimiz döneminde sahabeleriyle birlikte topluca yapılan ibadetlerdir.
Sonuç olarak Peygamber Efendimiz bu geceleri ibadet ile geçirmiş ve bizlerinde böyle geceleri fırsat bilip dua etmek, namaz kılmak, Kur’an okumamızın bir mahsuru yoktur. Yukarıda yazdığım Ayet ve Hadislerden de anlaşıldığı üzere böyle gecelerde bir araya gelip ibadet etmek doğru bir ameldir.
Bu gecelerin dinde yeri olmadığını söyleyenler özellikle vahabi fikirlerini benimseyen kimselerdir.
Bunlara tek sorum var siz Imamı Azam, Imamı Gazali, Ebusuud gibi alimlerden daha mı alimsiniz, onlar bu geceler bid’at dememiş de googleden öğrendiğiniz iki kelime ile dini kendi nefsinize göre mi yorumluyorsunuz?